10 Ağustos 2014 Pazar

Okültizm Nedir

Okültizm kelimesinin Türkçe karşılığı "gizli bilim, gizlicilik" olarak ifade edilmektedir. Gizli bilimler denilince, eski geleneğin devamını sağlayan ezoterik (batınî) doktrin anlaşılmaktadır.  Gizli bilimler ya da okültizm, evren ve evrendeki canlılarla doğaüstü yöntemlerle ilişki kurmayı ve onlara müdahale etmek için kullanılan yöntemlerin tümünü kapsayan bir ifadedir. Gizli bilimler terimi ile anlaşılması gereken bugünkü pozitif ve deneysel bilimlerin dışında kalan , yüzyıllardır var olan ve insanı metafizik yönüyle algılayıp, doğadaki ve insandaki fizik ötesi yönleri kullanan uygulamalardır. Astroloji, astral seyahat, büyü, sihir, kehanet, fal, medyumluk, simyâ, tılsım, cincilik, istihâre, rüya yorumları, nümeroloji (sayı bilimi), fizyonomi ve melhemeyi de içeren anlam alanı oldukça geniş bir kavramdır. Kökenleri eski çağlara kadar uzanan bu sistemler, ilkellerden modern toplumlara dek varlığını sürdürmüş, insanların hayat tarzları, inanışları ve davranışlarında önemli bir yere sahip olmuştur. 


Gizli ilimler, hemen her toplumda türleri değişkenlik gösterse de varlığını korumuş, semavî dinlerin
ya da dünyevî kanunların yasaklamaları onları ortadan kaldıramamıştır. En eski devirlerden beri
hemen her toplumda varlığı bilinen bu sistemler, İslam öncesi inanış ve âdetlerle ve komşu kültürlerle
temaslar neticesinde bu topraklarda günümüze kadar var olmuştur. 

Zamanla, gerçek çalışmaların ve yüksek bilgilerin tümü, OKÜLT BİLİMLER adı altında karanlığa itildi. Okült bilimler, "müspet" (pozitif) olarak adlandırılan tüm bilimlerin gerçek prensiplerini ve bütün felsefesini kendinde saklamaktadır. Ve ne zaman ki, bu sözü geçen bilimler ki aslında gerçek bilimin kırıntılarıdır, kendilerini bütünlemek ihtiyacı duyacaklar, o zaman kendi esaslarını okült ve ezoterik bilimlerde aramak zorunda kalacaklardır. 

Bilimlerin iki bölümü arasındaki bu ayrılık toplumlarca da benimsendikten sonra, resmî öğretinin yanı sıra daima bir gizli öğreti de nesilden nesile, inisiye toplulukları tarafından aktarıldı. Bu gizli öğretinin gayretleri, eski TAM BİLİM'in yeniden kurulması yönündeydi ki, bu da "sentez" den kaynaklanıyordu. 

Mabetlerin en gizli bölümlerinde saklı tutulan bu "sentez", bilimlerin açığa vurulmayan gerçeklerini kendi bünyesinde bulunduruyor ve prensipleri saklamaya yarayan işaretler ve hiyerogliflerle ifade ediliyordu. Okültizm, müspet bilimlerin yerini alıcı değil, onları tamamlayıcıdır. Büyük sayıda fenomenin teori ve pratiğine sahiptir. Kabala uygulamaları, maji, alşimi (simya) ve astroloji bu çalışmaların başlıcalarıdır. 

Okültizmle uğraşan kişi baştan bazı prensipleri kabul etmek zorundadır. Bunlar ruhun varlığı, Tanrı’nın varlığı gibi temel prensiplerdir. Okült uygulamalar bilmeyen bir için bir anlam ifade etmeyeceği gibi, az bilen için de büyük tehlike göstermektedir. Bu yüzden okült uygulamalar bir üstat önderliğinde olmak zorundadır ve bu uygulamalar konuyu az bilen ya da bu bilgiyi iyi yönde kullanması gerektiği yönünde eğitim almamış bir kişi içinse büyük bir silah olabilirdi. Bu nedenle okültizm ezoteriktir, yani ancak belli
bir eğitimden geçerek o bilgileri almaya hak kazanmış olan kişilere verilebilir ve bu bilginini aktarımı da özel bir dille ve sembollerle olur.  

Okült çalışmalarda eski geleneklerin öğrenilmesi ve öğretilmesi esastır. Bu gelenek ve bilgiler başlıca üç esasa dayanmaktadır:

1- Tek Tanrı fikri. 
2- Tekrar doğuş. 
3- Tekâmül. 

Bu esaslar üzerine inşa edilmiş inceleme ve araştırma konuları şöyle sıralanabilir: 

• Ölüm ötesinde ve berisinde ne vardır? 
• Nereden gelip nereye gidiyoruz? 
• Bu dünyadaki hayat tarzımız ne olmalıdır? 
• Bunun için makul bir ölçü var mıdır? 
• Kendi kendimizi ıslah edebilir miyiz? 
• Doğa kuvvetlerinden yararlanmayı nasıl başarırız? 
• Ölüm ötesi âlemlerin yasaları nelerdir? 

Okültizm bu soruların en doğru ve kesin cevaplarını verdiğini asla iddia etmez. Bu bir çalışma aracıdır, bir inceleme vasıtasıdır ve eğer hoca talebelerine mutlak gerçeği yakaladıklarını söylüyorsa, bu sadece ve sadece kibir mahsulü boş bir aldatmacadan ibarettir. Okültizm, genelde içimizde doğan bazı soruların çözümünü gösterir. Bu soruların neler olduğunu yukarıda görmüştük. Elde edilen sonuçlar, daima yoğun ve derinlemesine bir deney ve gözlemin sonucu olmalıdır ve bunların, mutlak gerçeğin ta kendisi olduğu hiçbir zaman iddia edilmemelidir. Bu aşamada, okültizmi iki safhada ele alabiliriz: 

1- Geleneklerin temelini oluşturan "değişmez kısım", ki, buna, hangi çağda yaşamış ve hangi köke bağlı olursa olsun, tüm hermetistlerin yazılarında rastlanır. 

2- Okültistin, tamamen kendi özel araştırma ve yorumlarına dayanan "kişisel kısım". 

Değişmez kısmı da üç ana noktada inceleyebiliriz: 

1- Evrenin tüm plânlarında mevcut fiilin esası olan "Üçlü Birlik" (Tri Ünite-Trinite) Kanunu'nun varlığı. 

2- Görünen ve görünmeyen evrenin tüm kısımlarını birbirine sıkıca bağlayan "ilişkiler"in varlığı. 

3- Görünür âlemin ikiz kopyası olan ve varlığının başlıca temelini teşekkül eden "görünmez âlem"in varlığı. Bu kısımda, kâinatta mevcut görünmez varlıklar, doğadaki ve insandaki okült güçler ve astral âlem ile ilgili ezoterik bilgiler ele alınmaktadır. 

Okültizmin üç ana esasını şöyle sıralayabiliriz: 

1- Tanrı, İlkeler koymuştur. 

2- Doğadaki tüm olaylar, bu İlâhî İlkeler dahilinde meydana gelir. 

3- İnsan doğadaki olaylarla İlâhî İlkeler arasındaki orantıları (sayıları) tanımaya çalışarak yasaları araştırır. 

Nümeroloji hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder