Hepimiz Güneş Sistemi'ndeki 8 gezegenin ismini Güneş'e olan
sırasıyla sayabiliriz. En azından öyle umuyoruz; eğer emin değilseniz,
sırası şöyle: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve son
olarak, Neptün. Ancak bu gezegenlere neden bu isimlerin verildiğini
çoğu insan tam olarak bilmiyor. Biz de bu sorunu çözerek, gezegenlerin
isimlerinden kısaca bahsetmek istedik.
Öncelikle
genel bir kuraldan bahsedelim: teleskop tam olarak icat edilene kadar
bilinen 5 gezegene (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn) Romalılar hep
kendi tanrılarının isimlerini vermişlerdir. Sonradan keşfedilen
gezegenlerden olan Neptün'e de Roma Tanrısı'nın adı verilmiştir. Tabii
günümüzde bu tanrılara artık inanan pek kimse kalmadığı için, onlara
"mitolojik tanrılar" adı verilmektedir. Bunun haricinde bu tür
isimlendirmenin yalnızca 2 adet istisnası vardır: Dünya ve Uranüs.
Bunların hepsini sırasıyla izah edeceğiz. Şimdi isimlerin nereden
geldiğine, baş döndürücü fotoğraflarıyla birlikte, tek tek bakalım:
Merkür: Güneş
Sistemi'nin ilk gezegeni olduğundan ötürü, fizik yasaları çerçevesinde
Güneş etrafındaki 1 turunu diğer gezegenlere göre en erken tamamlayan
gezegendir. Her ne kadar yörüngesi de diğerlerine göre kısa olsa da,
astronomik boyutlar söz konusu olduğunda "kısa" diye bir şey yoktur.
Hele Merkür gibi ufak bir gezeegen için... Merkür, yörüngesinde saatte
173.300 kilometre hızla ilerler (bu Dünya'nın hızından 1.6 kat
fazladır)! Bu durum, gökyüzümüzden de hızla geçmesinde neden olmaktadır
ve Merkür gezegeni ismini muhtemelen bu nedenle Roma Tanrısı Merkür’den
almıştır. Tanrı Merkür'ün, en kurnaz ve en hızlı Tanrı olduğuna
inanılırdı. Bu tanrı, aynı zamanda para, seyahat ve hırsızlık tanrısı
olarak da bilinir. Bu tanrının Yunan mitolojisindeki karşılığı ise Tanrı
Hermes'tir. Merkür, Milattan Önce 3. Milenyum'da Sümerler tarafından
bile bilinmekteydi.
Venüs: Güneş Sistemi'nde Dünya ile Merkür arasında yer alan
Venüs, gökyüzünde parlayan bir mücevher gibi göründüğü için adını Aşk ve
Güzellik Koruyucusu Tanrısı Venüs’ten almıştır. Venüs bir Roma
Tanrıçası'dır ve Yunan Mitolojisi'ndeki karşılığı Afrodit'tir. Babil
mitolojisindeki karşılığı ise İştar'dır.
Dünya: İsimlendirme konusundaki ilk istisnamıza geldik. Kendi,
"soluk mavi nokta"mız Dünya... Dünya, adını Roma ya da Yunan
mitolojisinden almayan tek gezegendir. İngilizcedeki "Dünya" anlamına
gelen "Earth" sözcüğünün tam olarak nereden geldiği bilinmemektedir;
ancak kökenlerinin Eski İngilizce ve Germenceye dayandığı
düşünülmektedir (Önemli: Türkçe neden "Dünya" dediğimizi öğrenmek için yazımızı sonuna kadar okuyunuz).
Earth, İngilizcede aynı zamanda toprak anlamına da gelmektedir. Fakat
Roma Mitolojisi'nde Toprak Tanrısı Tellus'tur. Yunan Mitolojisi'nde ise
Gaia. Bu nedenle, Roma Mitoloji'sinden türetilen bazı sözcüklerde Dünya
"terra" olarak da anılmaktadır. Keza bazı dillerde ve inanışlarda
Dünya'dan Gaia olarak da bahsedilmektedir. Örneğin "toprak ana" olarak
dilimize geçen kalıbın orijinali terra mater olarak bilinir. Bu
karmaşıklıktan ötürü Dünya'nın ismi birçok dilde birçok farklı şekilde
anılmaktadır. Dünya'nın sıradan bir gezegen olduğunu bilimsel olarak
ispatlamayı ilk başaran kişi, 16. yüzyılda yaşamış olan Kopernik'tir
(kendisinden önce bu konuda fikirler olduysa da, hiçbiri yeterince
bilimsel desteğe sahip değildi). Böyle bir keşfin ilk başta ne kadar
şaşırtıcı olduğunu hayal edebilirsiniz.
Mars: Rengi kızıl olduğundan ve kanı andırdığından dolayı adını
Roma Mitolojisinde ki Savaş Tanrısı Mars'tan almıştır. Bu Tanrı'nın
Yunan Mitolojisi'ndeki karşılığı Ares'tir. Hoş bir yan bilgi: Tanrı
Mars, savaş ile ilişkilendirilmeden önce Tarım Tanrısı olarak
bilinmekteydi. Mars, tarımı götürerek iklimlendirmeyi planladığımız ilk
gezegen olarak, hoş bir tesadüfün de baş rolünü oynayabilir. Ayrıca Mart
(March) ayının ismi de, Mars sözcüğünden gelmektedir.
Jüpiter: Jüpiter ise Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olduğu
için, adını en güçlü Tanrı olan Zeus ile denk olan Jüpiter'den almıştır.
Tanrılar Tanrısı'nın adı, gezegenlerin gezegenine verilmiştir.
Olympus'un efendisi, Roma devletinin başı... Ancak Jüpiter'in soy
ağacındaki üstünlüğü, teleskobun keşfine kadar sürdü. Babasının adı, bir
sonra keşfedilen gezegene verilecekti!
Ve teleskopun icadından sonra Gökbilimciler bulunan 3 gezegene de
geçmişten gelen kuralı bozmadan Roma Mitolojisinden isimler vermiştir.
Satürn: Satürn, Roma mitolojisinde Tarım Tanrısı'dır. Yunan
mitolojisindeki karşılığı Cronus'tur. Cronus, Zeus'un babasıdır. Yani
Satürn, Jüpiter'in babasıdır. Cronus, aynı zamanda Tanrı Uranüs ve
Gaia'nın çocuğudur. Yani bir sonraki gezegenimiz ile, Dünya'nın
evladı... Evet, antiğiyle moderniyle tüm gökbilimciler oldukça eğlenceli
insanlardır.
Uranüs: İşte şu ana kadar Dünya haricindeki tek istisnaya geldik:
Uranüs. Uranüs, bir Roma Tanrısı değil, bir Yunan Tanrısı'dır. Yunan
mitolojisinde, Cennetin Tanrısı olarak bilinir. Bilinen en eski üstün
tanrılardandır. Uranüs, Tanrı Gaia'nın hem çocuğu, hem de eşidir (evet,
mitolojik tanrılar da sapıklaşabiliyorlar). Uranüs'ün renkleri
Dünya'mızın gökyüzü renklerini anımsattığı için adını, "kozmik bir güce"
sahip olduğu inanılan Tanrı Uranüs'ten almıştır.
Neptün: Ve tekrar Roma Tanrıları'ndayız. Neptün, Deniz
Tanrısı'dır. Yunan mitolojisindeki karşılığı Poseidon'dur. Neptün
gezegeninin renkleri, suyun renklerine benzer olduğu için bu ismi
almıştır.
Plüton: Karanlık görünümünden dolayı adını Roma Yeraltı Tanrısı
Plüton'dan almıştır. Yunan mitolojisindeki karşılığı Hades'tir. 24
Ağustos 2006 tarihinde bir gezegen olmadığı, bir cüce gezegen olduğu
kararına varılmıştır ve gezegenlik statüsünden çıkarılmıştır. Halen cüce
gezegen olarak bilinmektedir.
Dünya Neden "Dünya"?
Peki
bir soru işareti kalıyor akılda... Başlıktaki soruya henüz cevap
vermedik. Türkçede gezegenimizin ismi neden "Dünya"? Gelelim buna:
Dünya
sözcüğünün etimolojik kökenleri Farçadaki donyâ (دنیا), Arapçadaki
dunyā (دنيا) sözcüklerine dayanır. Orijinali Arapça olanıdır; ancak
sadece Persçe ve Türkçede değil, Dari, Paşto, Bengalce, Punjabi, Ürdü,
Hintçe, Yunanca, Kürtçe, Aramice ve hatta Malezya dili, Endonezya dili
ve Nepal dilinde de bu şekilde (ama kimi zaman başka anlamlarda)
kullanılmaktadır.
İslam dinine göre de, birçok
diğer dini inanışta olduğu gibi, insanın 2 hayatı vardır. Biri ölmeden
önceki hayat, yani şu anda yaşadığımız hayattır. Diğeri ise öldükten
sonraki hayattır. Şu anda yaşadığımız hayat bize daha yakındır. Bu
yüzden Arapçadaki "daha yakın" veya "daha alçak" anlamına gelen “dena”
fiili dilimize Dünya olarak geçmiştir. İslam'a inananların kutsal olarak
kabul ettiği kitap Kuran'da da "dunyā" ve "ākhira" sözcükleri zamansal
(şimdi ve sonra gibi), konumsal (aşağı ve yukarı gibi) ve ahlaki (kötü
ve iyi gibi) zıtlıklardan bahsederken kullanılmaktadır. Bize yakın olan
Dünya, diğer uzak cisimlerden ayırt edilebilmesi için bu ismi almıştır.