17 Mayıs 2014 Cumartesi

Oruç Ne Demek

Ramazanın orucu İslâmın beş şartından birisidir ve İslâm şeâirinin büyüklerindendir. Bakara Sûresinin 187. âyetinde belirtildiği gibi; tan yerinde beyaz iplikle siyah iplik ayırt edilinceye kadar yiyip içilen, sonra da geceye kadar tamamlanan bir ibadettir.

Oruç kelimesi, aslen Farsça “rûze”den türemedir. Türkçe’de yansımalı kelimelerin dışında “r” ile başlayan kelime bulunmaz. Bulunan kelimelerin tamamı yabancı kelimedir. Türkçe'de, özellikle halkın konuşma dilinde, yabancı dillerden geçen kelimelerin başına ses uyumuna uygun bir ses eklenmektedir. Ramazan’a “Iramazan”, Rabbim’e “İrabbim” denmesi gibi. Ruze kelimesi de önce “orûze” daha sonra da oruç şeklini almıştır.


Oruç kelimesinin Arapçası da “savm” demektir. Geri durma, kendini tutma, kendini alıkoyma, perhiz yapma, oruç tutma; aynı kökten türeyen “sıyam” kelimesi “oruç”; “saim” kelimesi de “oruçlu” anlamına gelmektedir. “Savm-ı Davud” kelimesi de; Davud Aleyhisselâma nispetle “bir gün oruçlu olup bir gün oruçsuz olma” demektir.

Orta Asya’dan batıya akın eden Türkler, İslâmiyeti kabul ettikten sonra, karşılaştıkları Fars kültüründen çok derin bir şekilde etkilenmişlerdir. Çok sayıda Farsça kelime Türk diline girdiği gibi, din, sanat, bilim ve devlet yönetimi konusunda da İranlılardan çok şeyler almışlardır. Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemlerinde resmî dilin Farsça olduğu bilinmektedir. Farsça’dan dil, edebiyat, sanat ve bilime kadar birçok alanda 600 yıllık Osmanlıyı bile aşarak günümüze kadar ulaşan derin bir etkilenme söz konusudur. Dinî alanda da; “savm”, “salat” gibi kelimelerin yerine, Farsçası olan “namaz”, “oruç” kelimelerinin Türk kültürü ve dilince benimsenmesi dînî alanda da bu etkinin derin izlerini göstermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder